Bol Gezmece; Budapeşte, Viyana, Prag

Çok gezmek, mis sokaklar, tarihi binalar görmek, ayaklarınıza inen kara suralara rağmen yürümek, yürümek, yürümek isteyeceğiniz bir tatile mi ihtiyacınız var? İstikamet Orta Avrupa turu!
Biz turla gittik. Ülkeler arası geçişler olduğu için kendi başımıza altından kalkamayız diye düşündük. Haklıymışız. Hangi turla gitsek diye kara kara düşünmeyin, çünkü hemen hemen hepsi aynı yerde toplanıyor. Yani aynı otobüsle yolculuk edip, aynı otellerde kalıyorsunuz.


Bizim seyahat pazar sabahı başladı. İstanbul'dan uçakla Budapeşte'ye gittik önce. Orda iki gün kaldık.
  • Hotel Hungaria'da kaldık. Şehir merkezine yaklaşık yarım saat yürüme mesafesinde.
  • Macaristan'ın başkenti bu şehir, Tuna Nehri'nin iki yakasındaki Buda ve Peşte'nin birleşiminden almış ismini. 
  • Kahramanlar Meydanı gezide ilk durağımızdı. Bin yıllık Macar İmparatorluğu'nda savaşan önemli kişilerin heykellerinden oluşuyormuş bu meydan. Civarda güzel sanatlar müzesi, parlamento binası gibi önemli yapıları görebilirsiniz.


  • Gellert Tepesi'ne çıkıp muhteşem şehir manzarasını izledik.
  • Gülbaba Türbesi'ni gördük. 16. yy orda yaşamış bir Bektaşi dervişin türbesi. 
  • Margaret Adası harika bir yer. Tuna Nehri'nin ortasında küçük bir ada. Bisikletle adayı turlayabilirsiniz. İçerde kocaman bir havuz ve su kaydırakları var. Huzur dolu bir yer.
  • Macaristan ve Osmanlı tarihinin önemli yerlerinden biri olan Estergon Kalesi'ni gördük. Orada bir katedral var, içerisi haziran ayında bile buz gibi olan. Bu katedralde tarihin önemli krallarının mezarları var. Biraz ürkütücü doğrusu.
 

  • Szentendre küçük güzel bir kasaba, yine Tuna nehri kenarında. Hediyelik bir şeyler almak için en ideal yer. Sahiplerinin Türk olduğu dükkanlar var, güzel güzel indirimler yapan :)
  • Öğle yemeği ve tepede muhteşem manzaralı havuz keyfi için Hotel Silvanus süper bir durak.

 

  • Her şehrin mutlaka bir İstiklal caddesi var. Oranınkinin adı Vaci Utca. Tuna nehrinin çok yakınında kalıyor. Caddenin ara sokaklarını da keşfetmek lazım. Çok güzel yemek yiyebileceğiniz yerler var. Hard Rock Cafe de onlardan biri. Biraz tuzlu ama :)

Budapeşte'den Viyana'ya geçerken Slovakya'nın güzel şehri Bratislava'ya uğradık. Merkezini bir kaç saatte gezip bitirdik. Sokakları, kafeleri, hediyelik eşya satan dükkanları pek şukela.



  Veeee Viyana..
  • Viyana'da Park Hotel'de kaldık. Tur boyunca gittiğimiz en güzel oteldi. Şehir merkezine kısa bir otobüs yolculuğu ve metroyla ulaşılıyor. Kaybolmamak için durak isimlerini mutlaka not alın, bizim gibi gecenin bir yarısı ters istikametin son durağına gitmeyin :)
  • Belvedere Sarayı'nı gördük. Bahçeden saraya yürürken sıcaktan erimek üzereydik ki bir bank bulup oturduk ve muhteşem yapıyı ve güzel bahçesini izledik.
  • Viyana'nın merkezi Karlsplatz meydanı içinde mis binalar barındırıyor. Onlardan biri Opera binası. Biz opera sever insanlar olmadığımız için dışardan binayı izledik. Ayrıca şöyle bi güzellik yapmışlar; canlı olarak içerdeki operayı binanın üzerine yansıtmışlar. Biz bir beş dakika izledik, yetti :)



  • Buranın İstiklal'i de Stephansplatz. Caddenin gözbebeği ise Aziz Stephan Katedrali. Acayip ihtişamlı bir bina. Dışı kadar içi de güzel, görülmeli.
  • Metro ulaşımı çok yaygın olduğu için sokakları rahat rahat gezebilirsiniz. Kaybolma derdiniz pek yok. Biz telefondaki navigasyonu kullandığımız için çok rahat ettik, orda metro durakları da belli.
  • Dünyanın en eski dönme dolabını görmek için Stephansplatz'dan yürüyerek yaklaşık bir saatte lunaparka vardık. Çok büyük bir alana yapılmış. Dönme dolabın tepesindeyken başka nelere bineceğinize karar verebilirsiniz :)
 

  • Gece şehir bir başka güzel, ışıklı mışıklı.
  • Viyana'da kolunuzu sallasanız bir Türk'e çarpabilirsiniz.
  • Özellikle opera binasının orda çakma Mozart'lara rastlayabilirsiniz. Bir de her yerde Mozart çikolatası. Tadını çok sevmedim.
  • Oranın meşhur yemeği schnitzel. Ben sevmediğim için yemedim ama baya övüyorlar tadını.
Masal şehri Prag...
  • En son durağımız, en sevdiğim yer oldu. 
  • Albion Hotel'de kaldık. Gitmeden önce hakkında çok iyi yorumlar okumamıştık ama fena değildi. Sadece turla gelenler için yapılmış bir yer gibiydi, bol turist, az konfor. Şehir merkezine küçük bir otobüs yolculuğu ve metroyla ulaşılabiliyor.
  • Turla şehre vardığımızda Prag Kalesi'nin orda inip şehrin merkezi sayılabilecek eski şehire kadar yürüdük. 
  • Prag kalesi dünyanın en büyük kalesiymiş. Yapımı duraklamalarla birlikte 10 yüzyıl sürmüş. Şehri tepeden görmek için güzel bir yer.
  • Kaleden yürüyerek Vitava nehrinin üzerindeki Charles köprüsüne vardık. İsmi Karlov Most olarak da geçiyor. Köprünün üzerinde bir sürü heykel, müzisyen, ressam, hediyelik eşya tezgahları mevcut. Bu köprüde yürümek huzur verici. Prag'da kaldığımız üç gün boyunca kaç kez geçtik hatırlamıyorum :)
  • Meşhur Astronomik saati görmeden olmazdı tabi. Kalabalığın içinde saat başı olmasını beklemek de keyifli. 
  • Bir akşam turun düzenlediği Ortaçağ gecesine katıldık. O zamanki havayı yakalamaya çalışmışlar. Korsanlar, yılanlı gösteriler, dansözler... Güzeldi ama verdiğiniz paraya değer mi tartışılır...
  • Karlovy Vary'i gidemedik, güzelmiş, aklımızda kaldı..
  • Nehir turu yapmak çok keyifli, eğlenceli rehberler var. Üstelik içecek ve dondurma ikram ediyorlar.
  • Hediyelik bir şeyler alabileceğiniz açık pazar var. Tahta oyuncaklar, alkış sesiyle kahkaha atan cadılar, magnetler v.s. Ayrıca mis gibi taze meyveleri de tadabilirsiniz.
  • Şato gibi binalar, heykeller, renkler burayı masal şehri haline getirmiş.
  • Charles köprüsünün üzerinde sürekli gülümseyen 5-6 amca süper jazz müzik yapıyor.
  • Burası tam bir kafe cenneti. Oturmadan önce kapıda mutlaka fiyatlara bakın.

 

Genel bilgi notları :)
  • Bu ülkeleri ayrı ayrı zamanlarda gezmektense tek bir turla gezmek daha mantıklı. Çünkü her bir şehri gezmek için 2-3 gün yeterli.
  • Ne yiyebilirim diye düşünürseniz her yerde çok güzel pizzalar var. Yöresel çorbaları var, gulaş. Tavsiye ederim. Ucuza kapatmak isterseniz tabi ki fast-food :)
  • Metroda mutlaka bilet alın. Eğer yolculuk sırasında girişte bastığınız biletiniz yoksa tren bekçileri gibi birileri size ceza kesiyor. Önceden kimse sizi uyarmazsa ne bilet alırsınız, ne de basarsınız. Sistem tuhaf.
  • Önünüze gelen her taksiye binmeyin, çünkü taksimetre sistemleri farklı farklı. Sağlam bir kazık yiyebilirsiniz. Tur rehberi zaten uyarır sizi. Tur dışında giderseniz de gitmeden araştırın.
  • Döviz bürolarında da bir standart yok, üzerine baya komisyon koyuyorlar. Aynı şekilde tur rehberi size yardımcı olur.