Batum, Hopa, Arhavi

Yurt dışı, yakın, vizesiz, pasaportsuz küçük bir kaçamağa ihtiyacınız varsa, orası Batum derim..  
Biz eylül başı hem aile ziyareti, hem mis Karadeniz havası almak için Artvin Arhavi'ye gittik. Batum da görülecek yerler listemizdeydi. Türkiye'nin bir ucunda olduğumuz için, Batum'la aramızda yalnızca bir sınır kapısı kalmıştı. Gitmemek olmazdı. İyi ki de gitmişiz..


İstanbul'dan direkt Batum'a uçuşlar var. Ancak Batum yerine Hopa'yı seçerseniz biletler daha uygun oluyor, hem de pasaportunuz yoksa Hopa'dan sınıra gidip geçiş yapabiliyorsunuz. Hem oraya kadar gitmişken Hopa'yı ve Arhavi'yi de bi görün derim.

Hopa'dan "sarp" yazan minübüslerle kısa bir yolculuk yapıp sınıra ulaşıyorsunuz. Eğer arabayla geçecekseniz işiniz zor, çünkü sağlam bir araba kuyruğu var. Pasaportunuz yoksa size geçici bir kağıt veriyorlar, pasaport yerine geçen. Klasik sıra bekleme ve polis kontrolü sonrası "Merhaba Gürcistan" :)
  • Biz Batum'a gitmeden önce nelere gidilir, nerede kalınır araştırması yapmadık, orda çok Türk varmış nasıl olsa buluruz bir yolunu dedik. 4 kişi olduğumuz için taksiyle gezmek daha mantıklı geldi. Bir taksiyle anlaştık, taksi fiyatları Türkiye'ye göre baya ucuz. 
  • Havaalanının hemen yanında başlayan upuzun bir plajı var. Kalabileceğiniz bir çok otel ve pansiyon mevcut. Ancak hava durumu hiç belli olmuyor. Her an bir yağmur yağma olasılığı yüksek. Sırf deniz tatili olsun diye gidilmez yani.
  • Merkeze doğru yola çıkar çıkmaz üzerinde The Enlightening Path yazan büyük bir heykelin önünde durduk. Şöför yani rehber bize fotoğraf çekin komutu verdi. Biraz ilerde de Apsaros Kalesi vardı. Surlarla çevrili bir yeşil alan. Bir kaç önemli mezar var içinde. Akşamları da klasik müzik konserleri yapılıyormuş. Biz gittiğimizde inşaatı devam ediyordu. Çok önemli bir özelliği yok görmeseniz çok bir şey kaybetmezsiniz.
  • Şehrin biraz dışında kocaman bir  Botanik bahçe var. Dünyanın en büyük 2. botanik parkıymış. İçinde daha önce hiç görmediğiniz bir sürü ağaç ve çiçek görebilirsiniz. Yürüyerek tamamını gezmeniz 2 saat sürer sanırım. Bol oksijen, deniz manzarası, yeşil yeşil yeşil..





  • Şehrin merkezine geldiğinizde Özgürlük Meydanı'nda meşhur Medea heykeli var. Elinde altın post tutan bir kadın figürü. Ayrıca opera binası, hükümet binası ve kiliseleri görebilirsiniz.
  • Batum yeni yeni gelişen bir şehir olduğu için adım başı büyük otel inşaatı var. Gelecek gören gelmiş. Kışa kadar önemli kayak merkezleri yapılacakmış.
  • Sahil boyunca upuzun bir yürüyüş yolu var. Özellikle akşam binalar çok güzel görünüyor ışık gösterileriyle. 
  • Görülebilecek yerlerden biri de Aşk heykeli. 7 metre yüksekliğinde metalden yapılan kadın ve erkek heykeli altlarındaki bir mekanizmayla hareket ediyor ve birbirlerinin içlerinden geçiyorlar. Üzerine yansıtılan ışık sürekli renk değiştiriyor.
  • Akşamları su-ışık-müzik beraberliğinden oluşan bir gösteri var. Sahil şeridinde ama tam merkezde değil. Taksiyle kısa mesafe gidilebiliyor. Müzikle senkron bir şekilde su ve ışık dansediyor gibi bir görüntü oluşuyor, hoş.
  • Kocaman bir dönme dolap var, binmeden olmaz tabi ki..
  • Batum'da ne yenir derseniz, yöresel yemeklerini tavsiye ederim. Biz haçapuri, hınkal ve kaz etiyle yapılan bir yemek yedik. Haçapuri bildiğimiz peynirli pidenin abartı peynirli ve bol tereyağlı hali. Hınkal da yumruk büyüklüğünde mantıya benzer bir yemek. İçindeki et baya baharatlı. Kaz eti de sosuyla beraber güzel bir tattı. Ayrıca elmalı, armutlu, limonlu sodaları var, yemeklerin vazgeçilmezi olarak. Armutluyu sevdim ama çok tatlı.





  • Biz bir gece, iki günlük planlamıştık geziyi. Ancak ikinci gün çok şiddetli bir yağmurla uyandık. Denize girme hayalleri yağmurla birlikte suya daldı. Yazlık kıyafetlerle lay lay lom gittiğimiz için iyi bir ıslandık ve malesef ikinci gün erkenden Hopa'ya dönmek zorunda kaldık.
  • Sağda solda çok Türk var, hatta bir Türk sokağı bile var. Ancak hiç Türkçe ve İngilizce bilmeyen çok Gürcü var. 
  • Para birimleri lari. Bazı yerlerde Türk parası geçiyor ama her yerde değil.  
  • Havaalanından merkeze, ordan botanik bahçeye minibüsle ulaşım varmış. Biz kalabalık olduğumuz için taksiyi tercih ettik. Yalnız taksicilerle çok sıkı pazarlık yapın. Mesela ücreti 10 lari'den 5 lari'ye kadar düşebiliyorlar. Ayrıca biz bazılarına gideceğimiz yerleri tamamen işaret diliyle anlattık. Örneğin ışıklı gösteri :)
  • Şehirde çok fakir ve zengin kesim birbirine çok yakın yerlerde yaşıyor. Yan yana iki sokak bile birbirinden çok farklı. Ekonomi oldukça kötü durumdaymış.
  • Batum'da kumarhane ve gazino bolluğu varmış. Sınırdan sırf kumar oynamaya gelen Karadenizliler olduğu için buraya Laz Vegas denildiğini duydum :)
  • Akşam sahil kısmında oturacak tek bir yer bulamadık. Kafe, bakkal v.s. bulmak çok zor. Ancak iç kısımlara doğru bir kaç yer var. Nerdeyse hiç hediyelik eşya alabileceğiniz bir yer yok. 
  • Biz takside bir broşürde gördüğümüz butik otelde kaldık. İsmi "Our House"dı. Merkeze 10 dk. yürüme mesafesinde. Üstelik sabah çardakta güzel bir Türk kahvaltısı sizi bekliyor..
  • Batum'a gitmeyi düşünenlere tavsiyem, 2 veya en fazla 3 gün sizin için yeterli. Gezilecek yerler sınırlı, şanslıysanız denize de girersiniz. 



Hazır Batum'a gitmişken sınırdan geçip Hopa ve özellikle Arhavi'ye (memleketime) uğramanızı tavsiye ederim. Mençuna şelalesi ve Çiftekemer köprüsü görülmeye değer. Mençuna'ya çıkmak biraz yorucu ama sonunda gördüğünüz manzaraya süper. Yağmurlu havalarda (bu bölgede her an başınıza gelebilir) her taraf çamur içinde kaldığı için ona uygun kıyafet ve çizme giymekte fayda var. Ayrıca her daim sırt çantanızda uzun kollu kıyafet ve şemsiye bulundurmanızı tavsiye ederim. Köylerde kalma şansınız varsa mutlaka değerlendirin. Yeşilin her tonu için Karadeniz tam istikamet...